Foça etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Foça etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Foça tatil yerleri

Yüzyıllar önce, bir kuşun bedenine ve bir kadının başına sahip Sirenler'in büyülü müziğiyle aklı başından giden gemiciler, yollarını şaşırıp kendilerini Siren kayalarında bulmuşlar. Eşsiz güzellikteki Siren kayalıkları, koruma altındaki fok balıkları, antik kalıntıları, tapınakları, çok sayıda kuş türü ve taze balıklarıyla foça.Mitolojide kuş vücutlu, kadın başlı ve yaptıkları büyülü müziğin güzelliğiyle ünlü yaratıklar olan Sirenler'in burada yaşadığı ve gemicilere yollarını şaşırtıp, bu kayalıklara çarpmalarına neden olduklarına inanılırmış. 12 Ion kentinden biri olan Foça'da yaşayanlar, M.Ö. 6. yüzyılda Fransa'nın güneyinde Marsilya kentini kurmuşlar. Tarihi, mimari dokusu, damak zevkine düşkün olanları mutlu kılan lezzetleri, tertemiz havası ve renkli sokakları ile her mevsim ziyaret edilebilecek özellikte. Güvenli, küçük, şirin aynı zamanda da balıkçılık ve turizmin odak noktası, tam bir huzur sığınağı...Foça, Eylül ve Ekim aylarında bir başka güzellik kazanıyor. Ege denizi üzerinden gelip sahile vuran ılık ve deniz kokulu rüzgâra karışan ızgara balık ve rakı kokusu, restoranları karşı konulmaz çekim alanına dönüştürürken; gün batımında yeri göğü kırmızıya boyayan güneş ışınlarının etkisi en çok Siren kayalıklarında anlam kazanıyor. Gezi sayfalarının takipçileri, kayalara ve yüzey şekillerine olan tutkumu fark etmişlerdir. Bu konuda hayret uyandıracak birçok yer var.Ama önce Foça ve Siren kayalıkları...Arkeolojik, doğalve mimari değerlerin bir bütün olarak yer aldığı Foça, sahip olduğu değerlerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacıyla, 1990 yılında özel çevre koruma bölgesi ilan edilmiş. 1991'de, Akdeniz Foku Türkiye Ulusal Komitesi tarafından pilot bölge seçilmiş. Haziran 1993'ten beri proje ekibi tarafından yapılan araştırmalarda, fokların yaşamak için Foça adalarını seçtiği belirlenmiş. Fokların yanı sıra bazı kuş cinsleri için de Foça adaları önemli yer tutar hale gelmişse de, yasalar Foça ve çevresini kuşatan yazlıklara pek mani olamamış.65 km uzaklıktaki İzmir iline bağlı 28 ilçeden biri olan Foça, Menemen ile Çandarlı körfezi arasında yer alıyor. Üç yönden deniz havası alan yöre balıklarıyla da ün kazanmış. Foça önlerinde yer alan altı ıssız ada içinde, şüphesiz görsel özelliği olanların başında Siren kayalarının bulunduğu

Orak adası geliyor. İncir adası ise 15 dakikalık uzaklıkta İngiliz burnu karşısında Foça çıkışındaki ilk ada ve tek antik kalıntıya sahip. Mezar, mum yerleri, su dinlendirme süzme kanalları, mağara, Kybele kabartma ve tapınak kalıntısı olan adada, küçük bir çamlık da bulunuyor. Diğerleri Kartdere, Fener, Hayırsız, Metelik ada ile bazı adalar grubundan oluşuyor. Genellikle çalılık, bodur, maki türü bitkiler ve kır çiçekleriyle kaplı adalarda tepeli karabataklar, gümüş martı, sumru gibi çeşitli kuş türleri yuvalanıyor. Foça'da limandan düzenlenen ve eski Foça'yı yeni Foça'ya bağlayan yol üzerindeki plajları, koyları gün batımıyla daha da güzelleşen adaları, günübirlik tekne turlarına katılarak doyasıya yaşama imkanı bulunuyor.Dünya üzerinde toplam sayıları 350-400'ü bulan foklara, Türkiye, Yunanistan ve kuzeybatı Afrika sahillerinde rastlanıyor. Neslinin tükenme tehlikesi bulunan ve 12 memeli türünden biri olan foklar, Türkiye'de Foça adalarını mesken edinmişler. Aslanburnu ile Deveboynu burnu arasında kalan adaların 2 mil uzağına kadar olan bölge, Akdeniz foku koruma alanı ilan edilmiş. Latince adı "Monochus Monochus" olup, sakinliği seven Akdeniz foklarının karaya çıkma ihtiyacı duymaları ve yaşadıkları ortamda insanlardan rahatsız olmaları nedeniyle; fokların görüldüğü Siren kayalıkları ve Orak adasına 100 m'den fazla yaklaşmak yasaklanmış. Gün içinde 100-110 km yol alabilecek kadar iyi bir yüzücü olan fokların 2 yıl öncesine kadar kışın Foça limanı sahiline kadar geldiğine şahit olan Foçalılar, şimdi onları turistik eşya dükkânlarında satılan fok resimli kupa, bardak ve tişörtlerde görebiliyorlar.Eski Foça, antik dönemde "Phokaia" adını taşıyormuş. Körfez adalarının fok balıklarına benzemesi, bu adın alınmasına neden olmuş. Ayrıca Arkaik dönem Phokaia sikkelerinde fok balığının bulunması, kentin adını bu balıktan aldığını doğrulamış. Atinalı önderlerin idaresinde gelen Phokaialılar, Kyme halkı tarafından izin verilen yerde ilk yerleşim bölgesini kurmuşlar. Denizcilikleri ile ünlü Phokaialılar, büyük gövdeli yük gemileri yerine, yüksek hızlara ulaşabilen 50 kürekli tekneleri kullanmışlar. Cenevizliler, Phokaia'yı 1275'te düğün çeyizi olarak Bizans İmparatoru Michael Palcologue'den alıp onararak, yanına bir dış kale inşa etmişler. Phokaia 14. yüzyıl boyunca Türk beyliklerinden Çakabey'in, sonraları da Saruhanoğulları Beyliği'nin yönetiminde kalmış. 1455'te Fatih Sultan Mehmet Phokaia'yı alıp Osmanlı topraklarına katmış. Kanuni Sultan Süleyman döneminde üs olarak kullanılan Foça, 1867'de Manisa eyaletine bağlanmış. 1919'da kısa dönem Yunanlılar'ın işgaline maruz kalmış. 1922'de Kurtuluş Savaşı sırasında da Türk topraklarının içinde yer almış. Foça mezar anıtı:İlçe merkezinin 7 km doğusunda yer alıyor. Taş ev-taş kule yapısında olan anıt mezar, büyük bir kaya kütlesinin oyulmasıyla oluşmuş. İki katlı olan anıtta, mezar odası alt katta bulunuyor. Pers egemenliğinde, M.Ö. 546-334 yılları arasında yapılan anıt mezarda, günümüz arkeologlarınca kazı çalışmalarına devam ediliyor. Dış kale: 1678 yılında inşa edilen kale, günümüzde kısmen bütünlüğünü koruyor ve Pitoneks bir görünüm içinde Türk hamamı kalıntılarına sahip. Kybele açık hava tapınağı: M.Ö. 580 yıllarında yapıldığı sanılan ve deniz kıyısında bulunan kutsal alanın yaslandığı kayalık üzerindeki sur duvarları dört ayrı dönemi gösterirken, tanrıça Kybele'nin heykel ve kabartmalarının nişler içinde bulunduğu var sayılıyor. Sur ve Beşkapılar: Ortaçağ'dan kalma şehrin etrafını çevreleyen surların en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlar. Kısmen tahrip olmuş mangallı ve kuleli surla, yan yana dizili beş kapı bulunan bölümler görülebiliyor. Ağalar konağı, Şeytan hamamı, Fatih Camii, Osmanlı mezarlığı, Hafız Süleyman mescidi, tiyatro, mozaik ve arkaik duvar ise diğer gezilecek yerler arasında bulunuyor. Sahil boyunca yapılan yürüyüşler, kısa etaplı fayton gezileri, cafe ve lokallerde atılan yorgunluklar, adalara, koylara yapılan günübirlik tekne turları ve restoranlarda çekilen balık ziyafetleri, Ege'ye karşı içilen serin içecekler, günbatımı seyirleri, Foça içinde ve çevresinde yapılan foto safariler, antik kent gezileri, Foça çarşısında, pazarında yapılan keyifli alışverişler... Foça'da gün böyle geçiyor. Ancak burada hatırlatmam gereken önemli bir nokta var: İnanışa göre, Foça'da var olan ama kesin yeri belli olmayan bir "Karataş" varmış. Bu taşın üzerinden bir kez geçen, ne yapar eder Foça'ya yeniden gelirmiş.Ayrıca 4.J.Komd.Eğt.Tug.K.lığı'da yine foça merkez'de bulunmakta.Burada jandarmanın subay, astsubay, uzman çavuş ve asteğmen'lerine yönelik eğitimler verilmekte.


Orak Adası Siren Kalaylıkları başlangıcında yer alan koyda yüzenlere, doğa ilginç yapısı ile görsel güzellikler sunuyor.

Foça'da gezilecek Yerler : Taş Ev, Dış Kale, Ağalar Konağı, Şeytan Hamamı, Siren Kayalıkları, Kybele Açık Hava Tapınağı, Surlar ve Beşkapılar, Fatih Camii, Osmanlı Mezarlığı, Hafız Süleyman Mescidi, Tiyatro, Mozaik Arkaik Duvar.

Foça, balıkların doğal yolla beslenebilmeleri için, kayalık ve geniş bir meralık sahil kesimine sahip. Bu nedenle tekirle trol çamur barbunu haricinde üçüncü bir çeşit olan ve ağ ile yakalanan derin su balığı iri kaya barbunu da, 12 ay boyunca Foça'da bulunabiliyor. Akdeniz'e oranla daha az tuzlu serin su balıkları, diğer bölgelere göre lezzet farkına sahip. Foça balık halindeki tezgahlardan balık seçip temizleterek almak ise başlı başına bir keyif. Liman içinde omuz omuza uzanan restoranlar; ahtapot salatası, kalamar tava, tuzda pişmiş sinarit, nar pekmezli sosuyla ızgara mırmır, saragoz, çipuralar, buğulama levrek, midyeli karidesli börekler, balık tavalar, şişler, güveçler, limonlu sarmısaklı roka salatası, nar ekşili kaşık salatası, deniz börülcesi, zeytinyağlılar, yoğurtlu semizotu gibi mezelerle, Ege sofra kültürü ve Ayvalık'la yarışıyorlar.Foça'da kurulan cumartesi pazarında yöresel ürünleri de taze olarak bulmak mümkün. Turpotu, radika, dikenli sarmaşık, kabak çiçeği, börülce en çok ilgi görenlerden birkaçı. Foça-İzmir yolunda seyahat edenleri kır lokantaları, Menemen yönüne gidenleri yoğurt satıcıları, yolu Kırkağaç'tan geçenleri ise kavuncular bekliyor.
Foça da bulunan ve deniz ürünleri üzerine çalışan restoranların mönülerine bir göz atacak olursak birbirinden farklı lezzetler ve Ege sofra kültüründe Ayvalık'a rakip damak zevkleri ile karşılaşıyoruz işte bunlardan bir kaçı.

Karides Tava: Ayıklanmış çiğ karidesler tavaya konuyor, tereyağ, pul biber ilave edip 5 dakika pişiriliyor, arzu edilirse çintilmiş diri sarımsakla beraber tabağa sulu sulu konarak servis ediliyor.

Midye Sarma: Ayıklanmış çiğ midyeler yufkaya diziliyor rendelenmiş kaşar, doğranmış mantar, dövülmüş sarımsak ile hazırlanan malzeme ile beraber sarılan yufka börek şeklini alıyor. Yufkaya yumurta sürülerek ızgarada çevriliyor, tereyağ sürülüp servise sunuluyor.

Şişte Karides : Bir karides bir mantar şişe diziliyor.Izgarada pişiriliyor, çıkarıldıktan sonra üzerine zeytinyağı, dövülmüş sarımsakla hazırlanan sos dökülüp servis edilirken limon sıkılıp yeniyor.

Acılı Izgara Balık : Çipura yavrusu (Lidaki) veya mırmır balığı seçiliyor. Tuz, sarımsak, pul biber havanda birlikte dövülüp, ölçek olarak her balık için bir kaşık has zeytinyağı ilave ediliyor. Bu karışım içine temizlenen balıklar yatırılıp her tarafına bu sos sürülüyor, bir saat bekletiliyor. Daha sonra kesinlikle kömür ateşi ızgarada, hafif ateşte ağır ağır pişiriliyor. Balıkların içinin iyice pişip etin bel kemiğinden kolayca ayrılabilmesi için yavaş pişirim gerekiyor. Bunun içinde ateşin yakma özelliğini azaltmak amacıyla kor üzerine biraz kum veya kül serpiliyor. Balıklar temizlenirken etine tatlı su değmiyor, lezzetinin kaçmaması renginin beyaza dönmemesi için deniz suyunda yıkanması tercih ediliyor.

Ahtapot Güveç : 4 kişilik olarak hazırlanan güveç için çiğ ahtapotlar önce dövülüp soyuluyor, sonra doğranıyor ve bir çömlek içine konuyor. İçine bir litre su, bir çay bardağı sirke, bir limon doğranıyor, beraberce haşlanıyor ve ahtapot suyunu çekiyor. Ahtapot üzerine sebze olarak biber, domates, soğan, sarımsak iri olarak doğranıp yarım saat daha pişiriliyor. Maydanoz serpilip 10 dakika daha ateşte bekletiliyor, rende kaşarla servis ediliyor.

Tuzda Balık : İri balıkların seçildiği tuzda balık pişiriminde, balık etrafına iri cins tuz ve suyla beraber karıştırılarak hazırlanmış hamur sürülüp fırında pişiriliyor. Kendi suyu ile fırınlanan balık, çevresinde ısının etkisiyle kaskatı olan kalıp üzerine maytaplar yakılarak masaya getiriliyor. Balığı yanmaktan koruyan tuz kalıp kırılarak, içindeki kendi suyu ile pişmiş balık servis ediliyor.Bir çok balık sofrasında meze çeşitleri arasında Ege'nin ünlü deniz börülcesi de tercih ediliyor. 10 dakika süre ile haşlanmış, besleyici değeri yüksek olması için fazla kaynatılmayan börülceler üzerine has zeytinyağı, limon, sarımsakla hazırlanan sos dökülüyor, soya sosu ile tatlandırılıyor.

Foça'da konaklayabileceiğiniz oteller/moteller

Foça'da birbirinden şirin pansiyonlar ve konforlu tesisler bulunuyor. İncir adasında çadır kurma imkanı da var. Sıcak ortamı, manzaralı terası ve limana yakınlığıyla tercih edilen Karaçam Oteli, 1881 yılında yapılmış ve Foça'nın en eski binası.

Karaçam Oteli (0232) 812 14 16, 812 20 42
Otel Villa Dedem (0232) 812 12 15
Siren Pansiyon (0232) 812 26 60
Liberty Apart Otel (0232) 812 11 93
Phokaia Hotel Club (0232) 812 80 80
Hanedan Resort HotelTel: (0232) 812 36 50
İyon Pansiyon : (o232) 812 14 15

Foçada bulunan oteller hakkında daha fazla ayrıntılı bilgi için tıklayın