Köyceğiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köyceğiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Köyceğiz tatil yerleri

Köyceğiz Gölü, sabahtan öğlene kadar yaprak kımıldamayan masmavi bir göl ama öğleden sonra ise, meltemle Köyceğiz’e hayat veriyor. Görünüşüyle sanki deniz gibi ama değil. Bakar bakmaz insana büyük bir huzur veriyor. İki katlı evleri. Her köşesinden sakinlik sunan sokakları. Yaşamın dinginliği. Göl kenarındaki 2 kilometrelik yürüyüş yolunda günün her saati keyifle yaşama imkânı. 112 çeşit kuş türünün yaşadığı, başta mide olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi gelen 50 dönüm arazi içindeki sığla ağaçlarının yağıyla, dünyaca ünlü ama çok az bilinen Sultaniye kaplıcalarıyla Köyceğiz, mutlaka ziyaret edilmeli. Ege Akdeniz in sınırında yer alan Köyceğiz’de, tatil yerlerinin kalabalığı gürültüsü yerine, sakinlik ve dinginlik hâkim.

Köyceğiz'deki Tarihi Eserler: Köyceğiz çevresinde çok zengin tarihi kalıntılar vardır. M.Ö.3500-3000 yıllarında yörede uygarlık merkezlerinin oluşturulmaya başlandığını görürüz. O günden bu güne çok sayıda uygarlı çevremize hakim olmuş ve günümüze zengin tarihi kalıntılar kalmıştır.

Bu eserler:
1- Kaunos Harabeleri: Kounoslar tarafından kurulan kentte agora, stoa, Roma Hamamı, tapınaklar, anfitiyatro, liman ve kale surları kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca M.Ö. 4. yüzyıla ait Kaunos kaya mezarları tarihi kentin hemen yakınındaki Dalyan İlçesinin karşısındadır.

Köyceğiz merkezinde Köyceğiz’in simgesi tarihi Kaunos Aslan heykeli yer alıyor. Bunun da ilginç bir öyküsü var. Aslan 2 bin yıl önceki Kaunos’u temsil ediyor. Aslan’ın sağ pençesi altında bulunan ölmek üzere olan öküz kafası ise, Kaunos medeniyetine karşı olan medeniyetleri temsil ediyor. Şimdi bu aslan Köyceğiz’in simgesi ve her yıl Köyceğiz’de Altın Aslan Film festivali düzenleniyor.

2- Akköprü: M.S. 3. yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır. Köyceğiz'e 33 km. uzaklıkta olup 30 m. yükseklikte, 50 m. uzunluğunda, iki kemerli ve üç ayak üzerine oturtulmuştur. Eski çağlarda Ege'yi Akdenize bağlayan tek köprü olduğu bilinmektedir. Hakim rengi kullanılan malzemeden dolayı kirli beyaz olduğundan halk buraya "Akköprü" yakıştırmasını yapmıştır. Taşların bazıları demir kancalarla birbirine tutturulmuştur. Köprü halen yayların geçişine açıktır.

3- Gedova: Hıristiyanların din savaşlarından Yahudilerin dışlanması üzerine onlardan biri kaçıp Gedova'ya gelir. Önce "Yehova" olan bu adanın ismi daha sonra Gedova olur. Bugün Gedova'ya verimsiz ova da denir. Gedova'da bulunan bir mezar taşında; "Yüz yirmi güneş yılı yaşayan Suciye, o kadar çok içerdi ki, içtiği zaman Azrail bile ondan korkardı. İçki içmediği bir gün Azrail onun canını aldı diye yazılıdır.

10- Şeyhler Türbesi (Şeyh Hasan Dede Türbesi): Osmanlılar Devrine aittir ve Şeyhler Camii 1957'de onarım görmüştür.

11- Sultaniye Kaplıcaları ve çevresi...

12- Ali Paşa Konağı ve Çeşmesi: 1800'lü yılların sonlarına doğru yapılan konak ve çeşme Köyceğiz Köyü'ndedir.

14- Eski Evler: Köyceğiz merkezindedirler. Bu evlerin dış kapıları üzerinde yapılış tarihleri, kabartma usulünde yazılmıştır

Köyceğiz gölü : Göl aslında 52 Km2'lik tatlı su gölü. Ancak en ilginç özelliği ise, azlıklarla kaplı doğal bir kanalla göl Akdeniz'e bağlanır. Bu tür göllere yani denizle doğal bir kanal vasıtası ile birleşen göllere ayaklı göl adı verilir. Dünyada bu tür göllerin sayısı Köyceğiz Gölüyle beraber sadece 7 tanedir. Yani Dünyada ki doğa harikası 7 ayaklı gölden birisi de Köyceğiz Gölüdür. Derinliği 20-60 metre arasında değişiyor. Köyceğiz Gölünün en ilginç tarafı ise deniz seviyesinden 6-10 metre yüksek olması. Her türlü tatlı su balığı bulunur. Ayrıca güneyinde nesli tükenmekte olan Nil Kaplumbağası bulunur. Göl içerisinde dört adet irili ufaklı ada mevcuttur. Etrafı dağlarla çevrili olup en yükseği Ölemez Dağıdır. Köyceğiz Gölü’nde öğleden sonraları esen meltem sayesinde, sörf ve yelken yapmak da mümkün. Ayrıca kano ve kürek sporlarını da yapabilirsiniz.

Köyceğiz’in bir başka özelliğiyse çeşmelerinden akan suyun kana kana içilebilmesi. Çünkü belediye başkanlığı yaptığı bir çalışmayla, Köyceğiz’den 22 kilometre uzaklıkta 1700 metre yükseklikte yer alan şişe suyu niteliklerindeki suyu, ilçeye getirerek halkın kullanımına sunmuş. O nedenle bu su çeşmeden aktığı gibi içilebiliyor hala günümüzde. Köyceğiz'in Doğu ve Batı kesimlerinde akarsuların kışın taşması nedeniyle, sular altında kalan bazı yerlerde dünyada eşine az rastlanan Günlük (Sığla) Ağaçları bulunur. Bu ağaçların sevdiği sıcak ve nemli iklimin özelliklerini Köyceğiz taşıdığından Orman İşletmesi bu ağaçların bakımına özel bir önem verir. Sığla Ormanlarının dünyada az rastlanır bir tür olması nedeniyle; koruması, imar ıslahı, gençleştirilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Muğla İl sınırları içerisinde önemli yayılma alanları gösteren sığla ormanları, mevcut ormanların çok tahribata uğraması nedeniyle zarar görmektedir. Kendiliğinden yenilenmesi mümkün olmayan günlük ağaçlarının yetiştirilmesi ve ıslahına Orman İşletmesi'nce özel bir önem verilmektedir. Bu nedenle Orman Genel Müdürlüğü 1985-1991 yılları arasında 266.000 adet sığla fidanı dikmiştir. Yunus Emre Arberetum Sahası'nda da günlükler korumaya alınmıştır.

Dünyada sığla yağı üreten iki ülkeden birisi Türkiye diğeri Honduras'tır. Sığla yağı; parazit öldürücü olması ve mide hastalıklarında tedavi edici nitelikleri olması nedeniyle ilaç sanayinde, hoş kokusu nedeniyle kozmetik sanayinde kullanılan çok kıymetli bir hammaddedir. 1990 yılı itibariyle sığla yağı üretimi 3000 kg.dır. Sığla’nın buhur denilen kabuklarının yakılmasıyla güzel kokular çıkması dolayısıyla dini bayramlarda ve Perşembe akşamları birçok evde buhur yakılır. Köyceğiz doğal değerler açısından oldukça yüksek turizm potansiyeline sahip bir ilçedir. Yörede plajların yanı sıra motorla deniz, göl, kanal gezileri, kara ve deniz avcılığı, piknik, yürüyüş, dağcılık, arkeolojik eserler görebilme ve kaplıcalardan yararlanmak mümkün. Köyceğiz'de izlenen gelişmeler, turizm hareketlerinin artmasıyla canlılık ve çekicilik kazandı.

Sultaniye Kaplıcaları: "Buralarda yaşayan ölmez demişler, dağın adını ölmez koymuşlar. Sultanlar gelmişler şifa bulmuşlar, köyün adını Sultaniye koymuşlar" Sultaniye Kaplıcaları’na Köyceğiz’den çıkıp, Hamitköy üzerinden Ekincik’e gittiğiniz yol üzerinden gidiyorsunuz. Sultaniye Kaplıcaları, Köyceğiz’e gidenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerden biri. Bunun birinci nedeni, doğanın en güzel görüntülerinin olduğu Ekincik Koyu Yolu’ndan buraya gidiyorsunuz. Yol boyunca etrafınızda, mandalina, portakal, limon ağaçları, sazlıklar, yemyeşil doğa ve Köycegiz Gölü manzarası sizi bekliyor. Eğer bir de fotoğraf tutkunuysanız neredeyse her kilometrede bir karşınıza güzel manzara çıkıyor. Onları çeke çeke Sultaniye kaplıcalarına kadar gidiyorsunuz.

Eğer Köyceğiz, Dalyan ve Ekincik gibi yerlerde kalıyorsanız günübirlik tekne turlarıyla buraya geliyorsunuz. Kaplıca’nın girişinde belediye düzenleme çalışmaları yapmış ama, ilk bakışta çok modern bir düzenleme beklemek haksızlık olur. Kaplıcalara girerken, genelde sürekli kalanların bulunduğu tek sıra yan yana betondan yapılmış bir görüntü sizi karşılıyor. Onların faydalanması için bir de havuz yapılmış. Turizme hizmet veren ise ilginç mimarisiyle dikkatini çeken havuz bölümü. Burası özellikle turistler için kadın erkek birlikte girmeleri için yapılmış. Çok büyük değil ama girilebilir. Kubbeli yapısıyla eski hamamları andırıyor. Küçük havuz sabahın belirli saatlerinde yalnızca hanımların yararlanması için ayrılıyor. Büyük havuzun yanındaki kaynak su içmece olarak karaciğer, safra kesesi ve bağırsak problemi olanlar tarafından kullanılıyor. Kaplıcadan çıkanlar için ise, özellikle turistlere yönelik olarak çamur banyosu yapılan açık bölümü de var. Teknelerle Köyceğiz’den ve Dalyan’dan gelenler, burada çamur havuzunda çamurlara bulanıp orada dinleniyorlar. Kısa süre sonra üzerlerinde kuruyan çamurları duşlarda temizliyorlar.

Turizm ve Sağlık Bakanlıkları'nca yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucu Ölemez Dağı Doğusunda Sultaniye Köyü sınırları içerisinde kıyı boyunca uzanan çok sayıda termal kaynağın varlığı tespit edildi. Sağlık amaçlı olarak faaliyet gösteren bu termal kaynakların en önemlileri Sultaniye Ilıca ve İçmeleri, Hasan Çavuş Ilıcası ve Kokargirme Kaplıcasıdır. Kadın hastalıkları tedavilerinde yarar sağlamaktadır. Kaplıcalar ve sıcak sulu çamur banyosu tesisleri yaralar ve cilt hastalıkları tedavilerinde kullanılıyor. Köyceğiz’e gittiğiniz zaman, karayolunun yanı sıra gölden kalkan teknelerle de Sultaniye ve Kokargirme termal tesislerine gidebilmek mümkündür.

Dünyada bir benzeri sadece Kanada'da bulunan bu kaplıcanın deva olmadığı hastalık yok gibi. 12 mineral içeren bu kaplıcanın kadın hastalıkları, mide rahatsızlıkları, böbrek ve en ilginci de çocuğu olmayanı çocuk sahibi yapacak özelliklere sahip olması geliyor. Ilıca suyu ayrıca bel ağrısı, romatizma, siyatik, nefrit, lumbago, ruhi yorgunluklar, cilt ve kadın hastalıkları tedavisinde etkili oluyor.

Nasıl Faydalı Oluyor?; 39 derece sıcaklıktaki şifalı sudan yararlanabilmek için her yıl kaplıca küründe olduğu gibi 21 günlük tedavi süresince, ilk girişte 10 dakikadan başlamak üzere günde iki kez banyo almak gerekiyor. Hamam özelliği nedeniyle kaplıca suyu, hamam kubbesi altında radyoaktif özellik etkili olabiliyor. Bir diğer ilginç yanı da doğal Viagra olduğu konusunda görüşler. Türkiye'de eşi olmayan bu kaplıcanın 9 mineralli Yalova ve Pamukkale, 5 mineralli Balçova kaplıcalarına göre az ziyaret edilmesi ve pek bilinmemesi, tanıtımının bugüne kadar yeterince yapılamamasından kaynaklanıyor. 2000 yıl önce insanlara şifa dağıtan ve ciddi bir tedavi yöntemi olan bu kaplıcayı bir ziyaret edin. Bakın bakalım gerçekten de söylenenler gerçek mi?

Antika Otomobil Parkı; Köyceğiz yolu üzerinde seyredenlerin dikkatini çekecek bir başka uğrak noktası antika otomobil parkı olabilir. İstanbul un Feriköy semtinden Köyceğize taşınan bu parkta eski, antik otomobilleri ve bunlara ait yedek parçaları bulabiliyor eski model otomobil alıp satabiliyor hatta seyrederken bile nostalji yaşıyorsunuz.

Palmiye Çiftliği; Burası da Köyceğiz’den çıktıktan sonra hamitköy yoluna girdiğinizde 2 kilometre sonra karşınıza çıkıyor. Tropik bitkiler üzerine koleksiyon yapan doğa aşığı doktor, dünyanın çeşitli yerlerinden 400’e yakın palmiye getirmiş ve buraya dikmiş. Yani özel bir arberetrum. Gezilebilecek ilginç yerlerden biri de burası.

Köyceğiz’de kalıyorsanız günübirlik tekne turları yapmayı ihmal etmeyin. Bu şekilde 45 dakika içinde Sultaniye Kaplıcaları’na, Kaunos Harabeleri’ne, çamur banyolarına, sazlıkların arasında süzülerek labirent gibi Dalyan Kanalı arasından bir buçuk saat sonunda, Akdeniz’in en güzel yerlerinden olan 7 kilometrelik kumsalıyla ünlü İztuzu plajına gitme imkanınız var.

Köyceğizde ne yenir; Köyceğiz’de doğal şekilde yetiştirilmesi taze sebze ve meyvenin yanı sıra yenilebilecek en önemli lezzetlerin başında kefal balığı geliyor.

Gölden tutulan kefal balıkları Köyceğiz’de neredeyse hemen her çeşit olarak karşınıza çıkıyor. Balığın en büyük özelliği etinde hissedilen toprak kokusunun buradaki balıklarda hissedilmemesi. Pilakisi, kiremitte olanı, buğulaması, tavada yapılanı yani hemen yer çeşidi sofralı süslüyor.

Thera Restoran : Ancak Köyceğiz’de eğer balık ürünleri ve mezeler yiyecekseniz gidebileceğiniz en önemli adres ise, Thera Restoran. Burası adını, antik Thera kentinden alıyor. Aile isletmesi olan Thera Restoran’da günlük deniz ürünleri, en lezzetli olarak sunuluyor müşterilere. Köyceğiz Meydanı’ndan Sultaniye kaplıcalarına giden yol üzerinde, şehir merkezine çok yakın olan Thera Restoran’ın kapalı ve açık bölümleri var. Açık bölümde oturduğunuzda Gölü rahatlıkla seyredebiliyorsunuz.

Thera’nın en önemli mezelerinden biri olan Patlıcan Közlemesi, gittiğinizde tatmanız gereken en önemli lezzetlerden. Bir tek burada bulabileceğiniz patlıcan közlemesi, aslında şubat ayından mart sonuna kadar taze taze bulabiliyorsunuz. Eğer diğer mevsimlerde de gidiyorsanız endişe etmeyin. Yine de tatma imkanınız var. Çünkü patlıcanlar yağlanıp donduruluyor. Müşterilere sunulacağı zamanda sabahtan çıkarılıp kendi kendine gün içinde çözülüyor. Sanki biraz önce közlenmiş gibi lezzetli olarak tadına bakabiliyorsunuz.

Yapımına gelince. Patlıcanlar közlendikten sonra elle değil bıcakla soyuluyor, Limonlu su ile temizleniyor. Derin dondurucu da bekletiliyor. Her mevsim de yeniliyor.

Hasan Gencer, Köyceğiz’in en ünlü yemeği Kefal balığı ile yapılmış olanlar olduğunu söylüyor. . Etine sinmiş toprak kokusu sezilmeyen Köyceğiz Gölünün kefal balığı, Pilakisi, kiremitte pişirileni, buğulaması, tavada kızartılanı, pilakisi tercih edilirken, kefalin fıska adı verilen havyarları da arananlar arasında bulunuyor. Hasan Bey doğal ortamda yetişen Kefal balığının bölgede 8-10 çeşidinin bulunduğunu belirtiyor. Bunların ancak 2/3 tanesi lezzetli olarak pişiriliyormuş. Sarı kanat ve sarı kuyruk denilenleri en iyileri. Ayrıca Mavri denilen deniz kefali de var. Bunun kızartması yapılıyor, Ama en çok da en lezzetli olarak pilakisi yapılıyor. Bol soğanlı pilaki herkesin tercihi. Tabii buğulaması da bir başka lezzet. Hasan Bey’e göre kefal nasıl istenirse öyle yapılabilecek bir balık. Kefal her şeye geliyor.

Thera Restoran’ın bir başka özel mezesi ise, çiğ hamsi. Evet çiğhamsi tuzda ufak bir işlemden geçirildikten sonra masanıza geliyor. Siz de çiğ çiğ yiyorsunuz. Hamsinin sırrı ise, filetoları çıkarılan hamsi bolca tuzla üstü kapanana kadar üzüm sirkesi içine konuluyor. 1 saat burada bekledikten sonra yenilecek kıvama geliyor. Evde yapmaya kalkarsanız, olup olmadığını anlamak içinse balıkların sırtına bakın. Sırtı beyaz olursa süzüp zeytinyağı ve limonla servis yapın.

Bölgeye ait bir çeşit olan, sılcan otu Günnük ağaçları gövdelerine sarılarak büyüyor bu sarmaşık türü yapraklarını haşlayıp üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yapılan "sılcan yoğurtlaması"ekşi buruk tadıyla meze olarak ilgi çekiyor. Köyceğiz'in pazarında satılan yöresel otlar, özellikle narenciyelerin çiçek açma mevsiminde elde edilen bal emsallerinden çok farklı kokusu ile aranılıyor.

Köyceğiz sahilinde sırayla dizili çay bahçeleri çay rağbet görürken, Sandras dağından toplanan iri yapraklı kekiklerin birkaç yaprağının çay bardağına atarak demlenmesiyle elde edilen kekik çayı hem mideye iyi geliyor hem de boğazdaki gıcık ve pürüzleri temizliyor. Köyceğiz yolu üzerinde ve dağdan gelen su yoları üzerine kurulu alabalık lokantaları yemek yenecek yerler arasında bulunuyor.

Köyceğiz’e Nasıl Gidilir;
Köyceğiz, ulaşım yönünden her türlü araçla kolayca gidebileceğiniz rota içinde yer alıyor.
Havayolu ile; Köyceğiz’e en yakın Dalaman hava alanı 27 km uzaklıkta yer alıyor. Özellikle İstanbul’dan havayoluyla başta THY olmak üzere, bir çok havayolu bu alana sefer yapıyor. Uçak İstanbul’dan 1 saat içinde buraya geliyor.

Karayolu Özel Araç İle; Tatilcilerin en çok kullandığı alternatif olan karayoluyla buraya gelmek istiyorsanız, İzmir’den Aydın’a kadar otobanı kullanıp Muğla yönünden önce Gökova'ya geliyorsunuz. Sakar geçidinden inince Antalya yönüne doğru yol almaya başlayın.
Marmaris sapağından 26 kilometre sonra ise Köyceğiz’e ulaşıyorsunuz.

Otobüs İle; Köyceğiz’e İstanbul ve Ankara'dan Fethiye ye Pamukkale, Kamil Koç gibi acentelerin seferler ile rahatlıkla gidebilirler. Bu hatta çok sık çalışan otobüsler nedeniyle, ulaşımda sorun yok.

Köyceğiz ile çok bilinen turistik yerler arasındaki uzaklıklar ise şöyle.

Köyceğiz - Ortaca...........20 Km
Köyceğiz - Dalaman........30 Km
Köyceğiz - Marmaris.......60 Km
Köyceğiz - Muğla............60 Km
Köyceğiz - Fethiye...........80 Km
Köyceğiz - Datça............133 Km
Köyceğiz - Bodrum.........197 Km
Köyceğiz - İzmir..............280 Km

Köyceğizde konaklayabileceğiniz oteller/moteller;
Köyceğiz’de öyle büyük tatil köyleri yok. Ama onun yerine en büyük sayılabilecek 3 yıldızlı oteller ve pansiyonlar var. Köyceğiz’in 850 yatak kapasiteli kalınacak tesisleri yer alıyor. Bunlar arasında Köyceğiz merkezinde bulunan göl kıyısındaki Alila Motel kalınacak yerlerin başında geliyor. Köyceğiz’de kalınacak bir başka alternatif ise, kamp sahaları. Göl kenarında yer alan Belediyenin kamp yerinde Türkiye’nin her yerinden gelen gençler kamp yapabiliyor.

Köyceğiz Panorama Plaza : Tel no: (0-252) 262 37 73
Evceğiz Otel : Tel no : (0-252) 262 23 43
Kaunos Otel : Tel no: (0-252) 262 42 88
Özay Otel : Tel no :(0-252) 262 43 00
Otel Sinderella : Tel no: (0-252) 262 22 54
Özbek Pansiyon : Tel no : (0-252) 262 28 40
Oba Pansiyon : Tel no: (0-252) 262 41 81

Yukarıdaki yazı Eyüp Çoşkunun yazısından alınmıştır.